Sosyal ilişkilerde yaşanan sıkıntılarda insan kayda değer bir gerekçe bulamasa… da bazen kendini suçlar ve problem bende galiba diyerek bir türlü anlamlandıramadığı bir suçluluk duygusu içine girer. Hele bir de bu sıkıntılar üst üste tekrarlandıysa bu sebepsiz suçluluk duygusu içten içe pekiştirilir ve her tekrarda bu duygu bir öncekine göre daha güçlü bir şekilde büyümeye devam eder. Aslında sorun sen de değil karşı tarafta olabilir ve karşındaki bu durumun farkında bile olmayarak kendi mutsuzluklarını ve problemlerini sana mal ediyor olabilir. Eğer buna benzer bir durum yaşıyorsan kendini suçlamayı bırakıp bu durumun farkında olmalısın. Kendi mutsuzluklarını başkasına atfetmeyi seven bu insanlarla mutlu olmak bir yana, onların yanında olmak bile çok zordur. Bu durumun farkına varıp doğru adımlar atamazsan eğer hep üzüntü yaşaman kaçınılmaz olduğu gibi, sarmal bir hal alan bu mutsuzluk zincirini de kırman zor olacaktır.
Hangi durumların seni bu üzüntüye sevk ettiğini anlamak adına aslında çok tanıdık olan şu hususlara dikkat ederek başlayabilirsin;
- İnsanlar seni kırarken hiç düşünmez, ama sen onlar kırılmasınlar düşüncesi ile hatalarını söylememeyi tercih edersin.
- Seni üzmelerine izin vermemek için bazı kararlar alıp her defasında bunu kendine hatırlatırsın ama iyi niyetin hep devreye girdiği için bu kuralları tekrar tekrar çiğnersin.
- İnsanları kendin gibi düşünüp kolay güvenmeyi ve yakınlık göstermeyi tercih edersin.
- Sana söylenen sözler ve davranışlar karşısında bozulsan da o kişilerin yanında hiçbir şey belli etmeyip daha sonra eve geldiğinde içicini yersin, ve ne yazık ki bu durumun acısını da en sevdiklerinden çıkarırsın, çünkü olması gerektiği zamanda ve yerde kendin gibi davranmamak sana rahatsızlık verir.
- “Hayır” diyemediğin için senden her isteneni yaparsın, bu hayırlar sana zamanla yük ve stres olarak geri döner.
Sonuçta da bu sıralanan durumları kendine yaşattığında hep üzülen taraf sen olursun. Bu hususlardan hangisini ya da hangilerini yaşıyorsan önce üzüntünü doğru tanımlayarak başlamalısın. Sonraki aşama olarak da bunun için neler yapacağın konusunda harekete geçmelisin.
Peki bu mutsuz anlara alışkanlık kazanıp kendi mutsuzluğunu başkalarına bulaştıran insanlardan olmamak için neler yapabilirsin?
- İnsanlara karşı doğru ve gerekli olan mesafeyi koymayı başardığında daha az mutsuz olacağını göreceksin.Çevrendekilerin bu alana saygı duyması senin de kendine olan saygı ve özgüvenini geliştirecektir.
- Hayat her zaman mutluluklardan ibaret değildir. Beklenti dolu mutluluklara odaklananlar kendilerine sürekli “Ne zaman mutlu olacağım” sorusunu sorarlar. Bunun yerine şimdiki zamanda mutlu olmaya odaklanmalı ve anı yaşamak için kendine fırsat vermelisin. Hayatın zorluklarına karşı kullanacağın dayanma gücünü belki de hiç karşılaşmayacağın ne gelecekteki problemlere ne de geçmişte yaşanıp bitmiş olan problemlere harcamamalısın.
- Realize edilememiş hedeflerin ve isteklerin için çok fazla zaman ve çaba harcamak seni mutsuzluğa ve devamında da üzüntüye itebilir. Kendini ihmal etmemelisin çünkü sen varsan her şey var.
- Evde kalarak hiçbir şey yapmak istememek ve kimse ile görüşmemek sana sadece geçici rahatlık sağlayabilir. Bu yüzden mutsuz hissettiğinde diğer insanlardan uzak durmak başta sana cazip gelecektir. Ama şunu bilmelisin ki bu büyük bir hatadır, çünkü bundan zevk almadığında bile sosyalleşmek psikolojine iyi gelecektir.
- Kendini çaresiz hissederek kurban rolüne girmemeli ve sürekli geçmişte yaşayıp mağduriyetlerini anlatmayı bir marifet olarak görmemelisin. Hayatın zorlukları karşısında senin kontrol edemediğin çaresiz kaldığın durumlar vardır ve bazen bunları kabullenmek gerekebilir, çünkü bu hayatta sadece senin başına kötü şeyler gelmiyor.
- Hiçbir şey mutsuzluğu karamsarlık kavramı kadar besleyemez. İşlerin ne kadar kötü olduğu hakkında sürekli ifadeler kullanmak olumsuz inançlarınızı pekiştirir. Her şey den şikâyet etmek mutsuzluğu getirir ve çevrenizdeki insanları da mutsuz etmekle kalmaz onları kendinizden uzaklaştırır. Başka bir deyişle hep kötü şeyler beni bulur düşüncesinden sıyrılıp hayatında sadece olumsuzluklara odaklanarak yaşamaman gerektiğini fark edip yolda giderken yola bakmayı öğrenmelisin. Etraftaki engellere odaklanıp şimdi çarptım-çarpıyorum endişesi senin yoldan çıkmana ve beklentinle doğru orantılı olarak kaza yapmana sebep olacaktır.
Üzüntü ve mutsuzluk hayatında var olacak kavramlardır, bu sele kapılmadan hayatının kontrolünü ele almalısın. Bunu tek başına yapmak bazen çok zor olabilir, bu durumda bir uzmandan danışmanlık almayı da düşünebilirsin.