We are
highly
sensitive

Yarınların için Geçmişine Takılma!

335 Views

İnsan olmanın tabiatında geçmişe takıntılı bir davranış biçimi vardır. Geçmişe… takılı yaşayan insan hayatındaki ilişkilerde hep bir mutsuzluk hali yaşar. Bu durumun en önemli nedeni ise geçmiş ile kavgasını bitirememiş olmasından kaynaklanır. Bu durum bireyi psikolojik hastalıklara iter. Uğranılan haksızlıklar, alınamayan sevgiler, söylenemeyen sözler, tutulmayan sözler vb. hususlar bireyin şimdiye ve geleceğine odaklanmasını zorlaştırır. Mazide yaşarken birey kendini şimdiki zamana adapte edemez.

Geçmiş ile bugün arasında bir kavga çıkıyorsa sen geçmişe yol vermeli ve bugünü seçmelisin, çünkü bugünün de geçmiş olmaması için.

“Ben uğraşamam dünümle ve dünümdekilerle, ben yarına bakarım yanımdakilerle.’’ (Cemal Süreya)

Bu güzel sözde de ifade edildiği gibi geçmiş içinde sürekli yaşamak yerine, yarına ve yanındakilerine odaklanmak gerekmektedir.

Çift ve Aile Danışmanlığında en sık karşılaştığım durumlar eşlerin geçmişi sürekli olarak bugüne taşıması ve problemleri çözmeye çalışmak yerine çözümsüzlük karmaşasının içinde kaybolmalarıdır. “Sen bana bunu söylemiştin” veya “Sen bana şunları yapmıştın” gibi çözüme kavuşturulmamış veya kapatılmamış hesaplar vardır. Bu duygulardan çıkamamaları, yapılan çabayı ve özrü kabul edememe durumları bugünlerini de iyi yönetememeleri demektir.

Bireysel danışmanlıklarda da bireyin dünü dün de bırakıp yeni hayatına odaklanamadığını, bu yüzden aşırı yorgun, bitkin, enerji kaybına uğramış ve mutsuz olduğunu sıkça görüyorum. Büyük bir özlemle “ben eskiden şu işleri yapardım, hiç yorulmazdım, hayatı ve insanları çok severdim, çok daha iyi yaşardım” gibi cümlelerle yakınır ve geçmişte yaşamaya devam eder.

Hz. Mevlana’nın şu sözü ne kulak verelim “Asla geçmişte yaşamamalı ancak geçmişten de ders çıkarılmalıdır.’’

Birey şimdiki anında yaşadığı her zorlukta, hedeflerine ulaşamadığında, güçsüzlük çökünce veya çaresizlikte hep geçmişe dönmek ister ve bir türlü kendine izin veremez yarınlarda mutluluğu yakalamayı. Çünkü yarınlar bu bireyler için bilinmezdir, bildiği geçmiş onun için daha güvenli gelir. Ancak yarınlar için zaman zaman bu çöküş ve zorluklar yaşansa da cesur olmak çok önemlidir.

Victor Hugo’nun şu sözü bu noktada çok anlamlıdır “Gelecek, cesurlar için yeni bir şanstır.’’

Önceden yaşadıklarını, yeni hayatında, belki de daha iyi bir şekilde elde edebilir ancak kendine yeni bir şans vermelidir. Kendine verdiğin bu şans ile kendinin güçlü ve zayıf yanlarını tekrardan keşfedeceksindir. Kendine burada şunu hatırlatabilirsin, artık geçmiş için kederlenmemem, gelecek için de üzüntü çekmemeliyim. Geçmişte bir kere olmuş olan kötü tecrübe şimdiki zamanda defalarca ruha yaşatılarak tekrar tekrar aynı travmaya maruz kalınır, gelecekte ise hiç olmamış muhtemel sıkıntılar ruha yaşatılarak yeni sıkıntılar içine girilir. Adeta bir girdap haline gelen geçmiş ile gelecek takıntısı bireye kendi içine çeker ve psikolojik hastalıklara davetiye çıkarır. Bu sarmaldan birey kendini uzak tutmalıdır, eğer bunu başaramıyorsa muhakkak bir uzmandan danışmanlık hizmeti almalıdır.

Daha umutlu, daha sağlıklı ve daha huzurlu bir yarın için en önemli adım günümüze kadar taşınılan geçmiş yüklerden kurtulmaktır. Unutma sen de bu adımı atabilirsin…!

Zeliha Ünal

2 thoughts on “Yarınların için Geçmişine Takılma!”

  1. Harika bir yazı olmuş Zeliha Hanım, geçmiş ile kavgalarımızı ve bu kavgaları bügüne bir kambur gibi taşıyıp kendimizi sürekli mutsuz ettiğimizi sizin yazınızla çok iyi anladım.

Comments are closed.